--. --. GÖVDE GÖSTERİSİ

‐‐. ‐‐. GÖVDE GÖSTERİSİ 'GG' 
… ‐‐‐ … SHOW OF STRENGTH 'SOS'

Yer: St. Pulcherie Fransız Lisesi-Beyoğlu
2014-2015-2016-2017-2018-2019
Premier: 19. İKSV İstanbul Tiyatro Festivali 14/15 Mayıs 2014

'Acemice baharın içinden düşüyoruz zamansızlığa.
Evet, Gövde Gösterisi yapıyoruz!
Ne hüzünlerle, heyecanlara ve 'şey' lere rağmen yaptık Gövde Gösterisi'ni yaşantımız boyunca...
Yağmur, rüzgar, şimşek hatta fırtına müzik olur bedenime, tıpkı kayan yıldızda olduğu gibi sonsuzlukta.'
Tuğçe Tuna 2013 İstanbul.


Konsept, Koreografi, Mekan Tasarım ve Metin: Tuğçe Tuna
Performans Sanatçıları: Erdinç Anaz, Özgün Akaçça, Begüm Balcıoğlu, Ezgi Dabak, Taner Güngör, Erdem Kaynarca, Ahu Kınoğlu, Ezgi Künktakan, Sema Semih, Yağmur Peşkircioğlu Anaz, Tuğçe Tuna.

Müzik: Ah! Kosmos ve Vahit Tuna
Proje Asistanı: Ezgi Çanaklı
Teknik Ekip: Pınar Akyüz, Demet Aksular
Grafik Tasarım: Vahit Tuna
Fotoğraf: Murat Dürüm, Osman Nuri İyem
Video&Arşiv: Osman Nuri İyem

*** Alexandre Abellan, Arzu Bigat, Zeynep Kasapoğlu, Ceyda Arık, Zeynep Peker, Lal Tuna ve düşüncelerimi bedenleştiren Gövde Gösterisi sanatçılarına teşekkür ederim.



‐‐. ‐‐. GÖVDE GÖSTERİSİ 'GG'
'Sakin ve derin ihtiyacından yola çıkarak, açık alanda gizleneni, baktığımda görünmeyeni, alenen gösterilmeyeni, rahatlıkla dillendirilmeyeni, olan’da olmayanı arıyorum. T.Tuna'





https://www.facebook.com/govdegosterisi/


'GÖVDEM, BENİM SIĞINAĞIM' //
Belfu Gülra Kaba ile söyleşi...

'İçinde değiştiğim, dönüştüğüm, dallarım ile köküm arasında geçmişimi yansıtan, geleceğimle yüzleşen, yalanlarımı taşıyan, olanda olmayanımı aradığım, güç dengeleriyle oynadığım alanım… Her şeyin geçerli olabileceği yerim. T.Tuna'

Bir şeyin asıl bölümü demek olan gövde, herkes için güvenli olduğu kadar, kapsayıcı veya tehlikeli bir yapıda oluşturabiliyor. Gövdesinden yola çıkarak hüküm verdiğimiz ne çok canlı, yapı ve kavram var.

'Çekirdeğine, gövdene dönüp inandığın şey için ayakta durduğun anda, seni kaplayan, başkalaştıran sistemleri sorgulamaya kendini fark etmeye ve gerekirse gerisini karşına almaya başlıyorsun... Çünkü, sistemin sana verdiği rolü oynamıyorsun. Ben bunu yapacağım, diyorsun. Bunu ona karşı olduğun için değil, yapmak istediğin bu olduğu için yapıyorsun. Biricik alanımızdan çıktığımızda yeniden herhangi biriyiz. Dışarıdan göründüğü gibi olmayan, eğitilirken öğrenmediği şeylerle hayatta kalmaya çalışan, o alana muhtaç herhangi biri.'' diyor Tuğçe Tuna.
Bütün bu düşüncelere insanı sürükleyen bir yolculuk, --.--. Gövde Gösterisi. Konseptinde görünende görünmeyeni, olanda olmayanı bulmaya çalışan bir yapısı var. Mekânın içinde mekânda olmayanı arayan ve aratan. Elli dokuz dakikanın sonunda bu yolculuğu yaşamış bütün gövdelerin bu deneyimle ilgili ayrı bir hafızası olmasını umut ediyor, buna mekân da dahil. Sanatçı ezberi bozmak istiyor.
Bu süreç sizin için seyirci olarak gidip oturduğunuz andan itibaren başlıyor. Sorgulama eylemini sürekli aktif tutarak bir şekilde bütün performansın bir parçası olmanızı sağlıyor. Bunu da yormadan, akıcı bir şekilde başarıyor. Kostümler, ses, müzik, mekân ve tabii ki performans sanatçıları bütün kurgunun vazgeçilmez, yerli yerine oturmuş, üzerinde titizlikle çalışılmış bulmaca parçaları. Projede on performans sanatçısı yer alıyor. Koreograf, “fikirlerimi paylaşabileceğim, vücutlarını aracı yapabileceğim bedenler ile yan yana durmaya özen gösterdiğini belirtiyor. Benim için en büyük değer de bağımsız ve istedikleri için buradalar”.
Gövdenin içine dönüp biraz sakinleşmek ve derinleşmek. Mekânı sindirip oraya özel kurgulanmış bir oyun alanına girmek. Dahil olmak tercih meselesi ama bir kere dahil olduktan sonra bazı şeylerin eskisi gibi kalması zor.



… ‐‐‐ … SHOW OF STRENGTH 'SOS'

'...My body I change and transform within, representing my past between my branches and my root, confronting my future, carrying my lies. My place for fading away separately and singly. My body that sleep on, a followee of its shadow, that makes me to stand on my foot and to survive, scabbing, thickening, hydrating the sunburn inside. My own space where everything is possible. My piece that I look at, that I touch, that I squeeze in a bathtub, that I hold my breath, that I am afraid of , that I love unconditionally, that remains from me. A space that I am mostly jealous of. A place that my shameful denial mood plays in if I have the courage, that my thoughts run through the corridors, that sounds hang in walls...'
+16 This play is not suitable for audience under 16.



BASIN'da 'GÖVDE GÖSTERİSİ'

İpek Seyalıoğlu ile GG: 
http://mimesis-dergi.org/2014/06/tugce-tunanin-eseri-govde-gosterisine-dair/

Nihal Albayrak ile GG üzerine:

http://mimesis-dergi.org/2014/05/govde-gosterisi1/
http://mimesis-dergi.org/2014/05/bedenlesmis-yasamlardaki-farkliliklar-tugce-tuna-ile-soylesi/

Selcan Özgür GG' ye bakış:

http://mimesis-dergi.org/2014/06/devlet-ideolojisi-bir-govde-gosterisi/
http://tiyatro.iksv.org/tr/program/425


DEPLASMAN// DISPLACEMENT


‘DEPLASMAN’

-Alanın içinde, alanın ‘kendiliğine’ geçiş yap.
-Cesaret..Ha gayret!! Bir ‘başka’ ya çabala.
-Düşersen nasıl kalkacağını biliyorsun.
-Ara, inşa et, yık, mış-gibi ol, yanlış yap.
-Gölgelerine bak.
-Hayatta ne çaldın?
-Aslı ‘öyle olmayan’ olabildin mi?
-Kimin bedenini acıttın?
-Neyi planladın? 
-Ne olmak istedin? 
-Ölürken ne derdin? -Derdin ne?
-Tekme. 2 kürek kemiğim arasına, beklemediğim.
-Şemsiyeyi tamir edebilirsin ama yağmuru durduramazsın...
-Pardon..Tanışmış mıydık?
Hasköy İplik Yün Fabrikası 2012 Nisan T.Tuna

‘DEPLASMAN’
Duygu veya dürtünün, kaynağına yöneltilmesinin tehdit ve sorunlar getireceği durumlarda, bir başka canlıya veya nesneye yöneltilmesine “Deplasman” (yön değiştirme) deniyor.
Tuğçe Tuna bu kavramdan yola çıkarak, “Başa çıkılamayan özne veya uyarandan çekilen enerji, tavır ve fiziksel eylem diğer ‘emin’ olunana aktarıldığında bedende, zihinde dengeler nasıl oluşturuluyor?”sorusunu ve nedenlerini eseri için, başlangıç noktası olarak ele aldı.
'Deplasman' ARENA Festival Almanya 2013 Jüri ödülüne layık görüldü.

'Displacement'
'...When directing emotions and impulses towards their sources poses a threats and problems, their course will be changed and they will be directed at a living soul or at an object, and this is called displacement (changing direction). “Displacement” is also expressed as the mass of the water overflown by a floating object. Starting from this concept, Tuğçe Tuna asks the question: “How is the equilibrium in the body, in the individual and in the mind achieved when the energy, behaviour and physical activity –sucked from the threatened, unmanageable subject or stimulant– are transferred to the other stimulant/ stimulants considered as ‘reliable’?”

https://www.youtube.com/watch?v=kTZzavm8nUU

https://www.youtube.com/watch?v=1G6qzfHlTBs




Konsept, koreografi ve yönetim: Tuğçe Tuna
2013 Performans Sanatçıları: Yoseob Kim, Begüm Balcıoğlu, Orçun Okurgan, Ümit Erlim, Gizem Aksu, İlkem Ulugün, Salih Usta, Lal Tuna,Tuğçe Tuna.
Müzik: Başak Günak, Vahit Tuna

ARENA FESTIVAL 2013 GERMANY

'...We are standing on the streets and see a group of people running towards us, we see people on the runaway from a political system perhaps, a countries war and/or escaping from an inner prison.
In precise bodywork and few use of the atrical device the group by Tuğçe Tuna turns us into participants of a state of emergency. We are displaced, dis-privileged, we are refugies, sharing, distrust, wishes and future visions.
The body forms language, in the moment when the political surrounding gives no space anymore and art turns into resistance.
Outside and inside of the space turn into stage in equal messure, the passing people turn into cofactors while the performer are rolling down the street in the rain. The borders between fiction and reality disappear.
Banches are replaced, no stage, no costumes, a child turning on and off the light becomes stage master.
We reached the borders of growth and the borders of believe that we can go on that way unharmed.
Displacement deranges and opens the space in between and is pure in expression.
We are happy to hand the jury award on to the company by Tuğçe Tuna and by doing so giving a political statement as well.'

Konsept,Koreografi,Yönetim: Tuğçe Tuna
2012 Performans Sanatçıları: Erdinç Anaz, Gökhan İnan, Setenay Karadaş, Bihter Karaköse, Orçun Okurgan, Ufuk Şenel, Tuğçe Tuna, İlkem Ulugün, Salih Usta, Esra Yurttut. 
Video: Osman Nuri İyem,Tuğçe Tuna
Müzik: Başak Günak, Vahit Tuna
Işık: Murat Ersan
Fotoğraflar: Murat Dürüm, Anıl Karaoğlu, Vahit Tuna  
Teknik Ekip: Metehan Kayan,Su Güzey, Begüm Alpaslan, Pınar Akyüz, Gizem Aksu 
Teşekkürler: Alber Elvaşvili, Filiz Göçecek, Lal Tuna, Ece Ger, Savaş Ekinci

Tuğçe Tuna İKSV 18.İstanbul Tiyatro Festivali 'DEPLASMAN' isimli yeni eserinin premierini gerçekleştirdi.'DEPLASMAN' Hasköy Yün ve İplik Fabrikası'nda 15.16.17 Mayıs 2012 tarihlerinde, saat 20.30'da sunuldu. ' Deplasman' bu mekanda üretilen ve sunulan yapılan ilk çağdaş dans eseri oldu.

http://mimesis-dergi.org/2012/05/deplasman-hareket-ve-mekana-dair/